Uzmanlarımızın Hamas Lideri İsmail Haniye Suikasti ve Bunun Bölgesel Etkileri Üzerine Görüşleri

July 31, 2024
Uzmanlarımızın Hamas Lideri İsmail Haniye Suikasti ve Bunun Bölgesel Etkileri Üzerine Görüşleri

Mustafa Enes Esen

2. Dünya savaşından beri İsrail devleti yaklaşık olarak 2700 kişiyi suikastla öldürdü. Öldürülenlerin çoğunluğu Filistinli olmakla beraber, suikast listesinde Mısırlı, Suriyeli, Lübnanlı ve İranlılar da var.

7 Ekim sonrası, Hamas’ın Katar ve Türkiye dahil olmak üzere yurtdışındaki liderlerine suikast düzenlenmesine yönelik Mossad’ın talimat aldığı basına da yansımıştı. Katar ve Türkiye kendi topraklarında böyle bir saldırı olursa sert tepki vereceklerini ilan etmişlerdi. (Bugünkü suikastı da bu iki ülke sert bir şekilde kınadı.)

İsrail’in davranış biçimi göz önüne alındığında, Gazze’deki savaş bitse dahi intikam amaçlı bu tarz suikastların devamının geleceği rahatlıkla öngörülebilir.

İran da Mossad’ın gayet aktif olduğu bir ülke. Yakın dönemde Mossad, İran’da çok sayıda nükleer fizikçiye suikast gerçekleştirdi ve nükleer tesisler ile silah fabrikalarına sabotaj eylemi düzenlemişti. Bu itibarla, Hamas’ın İran’da bulunan bir liderinin, yani İsmail Haniye’nin suikasta kurban gitmesi beklenmedik bir durum değil. 

Öte yandan, Hamas liderlerinden İsmail Haniye'nin öldürülmesinin bölgesel savaş riskini pek artırmadığı söylenebilir. Hamas zaten savaşta, İran da bölgesel müttefiklerine silah yardımı yapmaya devam edecek.

Bölgesel savaş bağlamında esas takip edilmesi gereken cephe Lübnan-İsrail sınırında son dönemde artan gerilim. Sınırda düşük yoğunluklu savaş aylardır devam ediyor. Sınırın iki tarafında da on binlerce kişi çatışmalar nedeniyle evlerini terk etti. Bu hafta İsrail’de düşen bir füze sonucu 12 çocuk öldü. İsrail ise dün Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür'ü Lübnan’da öldürdü.

Halen bölgesel bir savaş riski düşük olmakla birlikte, gerek Gazze’de devam eden savaş, gerek Lübnan-İsrail sınırındaki gerilimin sürekli yüksek kalması barışa ciddi tehdit teşkil ediyor.

Haşim Tekineş

İsrail Bölgesel Savaş mı İstiyor? 

İsrail'in İran ve destekçilerine karşı gerilimi artırmasının arkasında birkaç neden var. 

Birincisi vekilleri yerine doğrudan İran'ı vurmak İsrail saldırılarının etkisini kat kat artırıyor. Doğrudan İran'a yönelik saldırıların Tahran'a hem maddi kapasite hem de imaj açısından ciddi maliyeti var. 

İkincisi İran'a karşı gerçekleştirilen saldırılar bölge ülkelerinden çok büyük bir tepki çekmiyor. Hatta içten içe memnun olduklarını iddia etmek bile mümkün. Hamas liderini İran'da vurmak da diğer bölge ülkelerinden daha az tepki çekecektir. Eğer İran yine tepki veremez ya da sönük bir tepki verirse bu İsrail'in bu tarz saldırılara rahatlıkla devam edebileceği anlamına gelir. Eğer olur da İran da gerilimi artırmayı seçerse bu bölge ülkelerinin özellikle de Körfez'in İsrail'e yaklaşması anlamına gelir. İran ve Körfez arasındaki yumuşamayı sonlandırabilir. İran'ın milis ağı kendi destekçileri haricinde bölgede kimsenin hoşnut olduğu birşey değil. Buna bir bölge ülkesine karşı doğrudan balistik füze, drone vs. saldırılarının eklenmesi Arap ülkelerinin hoşnut kalacağı bir durum olmaz. İsraille yakınlaşmayı güçlendirir. 

Kısacası İsrail İran'ın zayıf karnını buldu. İran'ın sessiz kalması da tepki vermesi de İsrail'in işine geliyor.

Servet Akman

İsrail’in dün gece Tahran’da Hamas Lideri İsmail Haniye’yi suikastle öldürmesi her ne kadar şok edici bir gelişme olsa da İsrail açısından bu beklendik bir gelişmeydi. Nitekim, İsrailli yetkililer 7 Ekim saldırısının arkasındaki Hamas’ın üst düzey yetkilileri için “yürüyen ölüler” ifadesini kullanmışlardı. Ayrıca, İsrail daha önce de Ürdün’de Hamas’ın bir önceki lideri Halid Meşal’i zehirleyerek öldürme girişiminde bulunmuş, ancak bunda başarısız olmuştu. İsrail’in bir sonraki hedefinin de 7 Ekim saldırısını icra eden Yahya Sinwar olacağı öngörülebilir. 

Kurulduğu dönemde hasmane ülkelerle çevrilmiş olan İsrail devletinin en önemli iki temel savunma doktrininden bahsedecek olursak, ilki bölgede keskin bir askeri üstünlüğe sahip olmak, ikincisi de İsrail’e yönelik herhangi bir saldırıya her daim güçlü ve caydırıcı bir cevap vermektir. Bu açıdan, Lübnan’dan veya Gazze’den yapılan her saldırıya karşı İsrail her zaman sarsıcı bir operasyonla cevap vermiştir. Bunun son örneğini, önceki gün, 12 Dürzi çocuğun ölümüyle sonuçlanan saldırının sorumlusu Fuad Şükür’e yönelik saldırı girişimidir. Öte yandan, İran’a yönelik politikasının temelini de İran’ın nükleer silaha sahip olup İsrail’in askeri üstünlüğünü sonlandırmasını engellemek teşkil etmektedir. 

İsrail, bu meyanda, ABD’yle işbirliği içinde Natanz’daki nükleer tesislere yönelik siber saldırı düzenleyerek programın gelişimine ciddi ölçüde zarar vermişti. Öte yandan, 2022 yılında İran Devrim Muhafızları mensubu Albay Sayyad Khodai’yi, 2020 yılında Tahran’da İran’ın nükleer programından sorumlu Mohsen Fakhrizadeh’yi, 2011 yılında İran’ın balistik füze programından sorumlu General Hassan Moghaddam’ı suikast sonucunda öldürmüştür. Nitekim, Netanyahu, 7 Ekim saldırısını fırsat bilerek bölgede gerginliği tırmandırması ve Tahran’da Haniye’yi hedef alması da ABD’yi İran’a karşı bir operasyona zorlamayı hedeflemektedir.

İran, kendi üst düzey yetkililerine yönelik saldırılara dahi anlamlı bir cevap vermemiş ve Mossad’ın ülke içindeki faaliyetlerini engellemede başarısız olmuştur. ABD’nin İsrail’e desteğinin en yüksek düzeyde olduğu böyle bir dönemde ABD’yi İsrail’le birlikte kendisine saldırmaya yönlendirmesi de beklenmemelidir. Bu bakımdan, Erdoğan ve Hamaney gibi üst düzey yetkililerce ağırlanan Haniye’nin öldürülmesi ses getirse de yakın vadede bölgede bir kırılmaya yol açması beklenmemelidir. Zaten, İsrailli yetkililer bu suikastin etkilerini ele alırken bölgesel bir çatışma ihtimalinden çok Hamas’ın elindeki rehinelerin salınmasına yönelik müzakerelere etkilerini konuşmaktadır.

"Orta Doğu'da Savaşı Zorlamak" Başlıklı Space Yayını

Bu çerçevede, Orta Doğu Uzmanı Mehmet Akif Koç ve instituDE Dış Politika Analisti Haşim Tekineş tarafından gerçekleştirilen "Orta Doğu'da Savaşı Zorlamak" başlıklı Space yayınımıza ulaşmak için:

https://x.com/i/spaces/1yNGagjAYRbxj

You may also like

Trump Ufukta: Lübnan'da Sessizlik, Ukrayna'da Fırtına

November 29, 2024
Trump'ın ABD başkanlık koltuğuna oturma tarihi yaklaşırken instituDE'nin bu yayınında Ali Dinçer ve Haşim Tekineş, Lübnan'da İsrail-Hizbullah arasında varılan ateşkes, Ukrayna'daki savaşta yaşanan son gelişmeler, Türkiye'nin konumlanması gibi yaşanan küresel gelişmeleri ele aldılar

Lübnan’da Ateşkes: Barış mı, Yeni Bir Savaş mı?

November 27, 2024
Lübnan da nihayet ateşkes sağlandı. Ateşkes ne anlama geliyor? Ortadoğu'da daha büyük bir barış mı yoksa daha büyük bir savaş mı geliyor? Peki sıra İran da mı?

Erdoğan'dan Trump Hazırlıkları

November 22, 2024
instituDE'nin bu yayınında Ali Dinçer ve Haşim Tekineş, ABD Başkanlık seçimlerini kazanan Yeni Başkan Donald Trump'la şekillenecek ABD dış politikasında ne gibi değişiklikler olacağını, Ortadoğu'daki ülkelerin Trump'a yönelik politika değişiklerini, Erdoğan'ın da Trump yönetimine yönelik dış poliitika hazırlıklarını, İsrail-Hamas ekseninde Türkiye'nin duruşunu ve Rusya-Ukrayna savaşında son dönemde yaşanan gelişmelerle savaşan taraflara dışardan verilen destekleri ve olası sonuçlarını ele aldılar.