Ukrayna’daki savaşın daha ne kadar sürebileceğini değerlendirebilmek için öncelikle Kiev ve Moskova’nın savaştaki hedeflerinin ne olduğunu bilmek gerekiyor. Bu konuda Kiev yönetimi savaş başladığından beri aynı pozisyonu savunuyor: “2014 yılından beri işgal altında olan Kırım dahil olmak üzere bütün Ukrayna toprakları Rusya’dan geri alınana kadar savaşmaya devam edeceğiz.” Moskova’nın savaşın en başındaki hedefi ise Neonazi olmakla itham ettiği Başkan Zelenski’yi askeri yöntemlerle devirerek Kiev’de Rus yanlısı yeni bir hükümet kurmaktı. Her ne kadar sahadaki gerçeklik karşısında bazıları Putin’in hedef küçültmüş olabileceğini değerlendirse de NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg 30 Ocak Pazartesi günü yaptığı basın açıklamasında “Putin’in Ukrayna’nın [tamamen] işgal edilmesi hedefini değiştirdiğine dair bir işaret görmüyoruz. Bu durum sürdüğü müddetçe uzun bir [savaşa] hazırlanmalıyız” dedi. Ukrayna ordusu da bahar aylarında yeni bir genel Rus taarruzu bekliyor. Öte yandan, ABD’nin Batılı ülkelerden yeni silahlar gelinceye ve bunlarla ilgili eğitimler tamamlana kadar Ukrayna’nın önümüzdeki aylarda yapmayı planladığı karşı genel taarruzunu bir müddet ötelemesini tavsiye ettiği belirtiliyor. Bütün bu gelişmeler önümüzdeki aylarda Ukrayna’daki savaşın tırmanma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor.
Cephede ilerleme kaydetmek için gerektiği takdirde ağır can kayıpları vermeyi göze aldığı anlaşılan Rus ordusu Ukrayna üzerindeki baskısını son dönemde arttırdı. Bu bağlamda sadece Bahmut, Soledar ve Kreminna’dan geçen yaklaşık 60 kilometrelik hat boyunca iki ordunun yaklaşık yüzer bin askerinin çarpıştığı tahmin ediliyor. Stratejik öneminin çok üstünde bir savaşa konu olarak simge haline gelen Bahmut’ta yoğunlaşan Rus saldırıları ve ikmal hatlarının sekteye uğramaya başlaması nedeniyle Ukrayna ordusunun önümüzdeki haftalarda şehirden tedricen çekilmesi ihtimal dahilinde bulunuyor. Ayrıca güneydeki Vuhledar’da da halihazırda şiddetli çarpışmalar yaşanıyor.
Savaşın başına kıyasla lojistik, silah üretimi ve muhabere gibi problemlerini kısmen çözen Rus ordusunun Ukrayna’ya vaat edilen ağır silahlar gelmeden önce bahar aylarında doğuda ve güneyde yeni bir genel taarruz başlatabileceği öngörülüyor. Rusya kısmi seferberlikle silah altına aldığı 300.000 kişinin eğitimini tamamlamasıyla cephedeki asker sıkıntısını büyük ölçüde aşmış durumda. Rus ordusuyla birlikte birçok özel güvenlik şirketi adı altında paralı askerlerin de Ukrayna’da bulunduğu biliniyor. Bu şirketlerin en ünlüsünü Wagner Grubu oluşturuyor. Bu bağlamda, cephede 6 ay görev yaptıktan sonra serbest bırakılma sözü verilen 40.000 kadar hükümlünün Wagner bünyesinde Ukrayna’da savaştığı tahmin ediliyor. Ukrayna istihbaratının değerlendirmelerine göre halihazırda Ukrayna’da yaklaşık 326.000 Rus askeri savaşıyor ki bu sayı 24 Şubat’ta savaş başladığında Ukrayna’ya giren Rus birliklerinin yaklaşık iki katına tekabül ediyor.
Kiev yönetimi ise önümüzdeki birkaç ayı az hasarla atlatması durumunda Batılı ülkelerden gelecek takviyelerle birlikte ibrenin kendinden yana döneceğini umuyor. Teslimat takvimleri değişmekle birlikte Batılı ülkeler tarafından Ukrayna’ya 321 ağır tank gönderilme sözü verildi. İngiltere’nin Challenger, ABD’nin Abrams M1, Almanya’nın ise Leopard 2 ağır tanklarını Ukrayna’ya göndereceği açıklandı. Fransa da Leclerc ağır tanklarını göndermeyi düşünüyor. Fransızlar prensip olarak Ukrayna’ya tank göndermeye karşı olmasa da teknik problemler ve ellerinde yeterli sayıda tank bulunmaması nedeniyle karar süreci uzuyor.
Rusya’nın eline düşmesinden endişe edildiği için ABD’nin göndereceği Abrams M1 tank zırhlarında zayıflatılmış uranyum teknolojisi bulunmayacak. Özel üretilecek bu ağır tankların 2023 sonu veya 2024 başlarında Ukrayna’ya teslim edilmesi öngörülüyor. Öte yandan, ABD yüzden fazla Bradley tipi zırhlı muharebe aracını Ukrayna’ya göndermeye başladı. Bunun yanı sıra Ukrayna’nın atış menzilini 150 kilometreye çıkaracak Boeing’in ürettiği Satıhtan Ateşlenen Küçük Çaplı Roket Bomba (GLSDB) gönderme kararı da aldı. Bu sistemin teslimi halinde Kiev yönetimi Rus işgalindeki Ukrayna topraklarının tamamına yakınını vurabilme imkanına kavuşacak.
İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace’ın açıklamalarına göre Challenger tankları büyük olasılıkla Mayıs civarında Ukrayna’ya gönderilecek. Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, ülkesinin göndereceği 14 adet Leopard 2 tankının Ukrayna’ya Mart sonu veya Nisan başında ulaşmış olacağını duyurdu. Polonya, Kanada, Finlandiya gibi bazı ülkeler de envanterlerindeki Leopard 2 tanklarını Ukrayna’ya göndereceklerini ifade ettiler. Ukrayna askerlerine Leopard 2 tanklarıyla ilgili Polonya’da beş haftalık temel eğitim verilmesi öngörülüyor.
Rusya’nın taarruzdaki öncelikli hedefinin halen %40’ı Ukrayna’nın kontrolünde olan Donbas’ı ele geçirmek olduğu düşünülüyor. Ukrayna ise yaz ayında Kırım’ı geri almış olmayı hedefliyor. Ne var ki Kırım, Rus muhayyilesinde anavatanın ayrılmaz bir parçası olarak addediliyor. Bu itibarla, Rus ordusunun konvansiyonel metotlarla Kırım’ı savunmaktan aciz kalması durumunda taktik nükleer silahlara başvurma ihtimali ciddi olarak değerlendirilmesi gereken acı bir senaryo olarak karşımıza çıkıyor.
Sonuç olarak, iki tarafın da yeni bir şiddetli çarpışma için bilendiği bu baharda barış umutlarının yeşermesi zor görünüyor. Hem Kiev hem Kremlin ancak daha fazla şiddet kullanarak hedeflerini gerçekleştirebileceklerine kani olmuş durumdalar. Başka bir ifadeyle, Ukrayna’da sular bir kez daha kanla bulanmadan savaşın bitmesi bu aşamada pek olası görünmüyor.