Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son Moskova ziyaretinde Kremlin Sarayı'nda Putin'le görüşmesi öncesinde dakikalarca bekletilmesine dair görüntüler ev sahibi Rusya adına tam bir nezaketsizlik ve görgüsüzlük örneği.
Bir Türk vatandaşı olarak görüntüleri izlerken kahrolmamak elde değil.
Rus devlet televizyonunun sözkonusu anları kronometreli olarak yayımlaması olayın Kremlin tarafından önceden kurgulandığını gösteriyor.
Cumhurbaşkanlığı Dışişleri Başdanışmanlığı'nda görev yaptığım dönemde 11. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül'ün yabancı devlet başkanlarını karşılamasına çok defa şahitlik ettim, yurtdışı ziyaretlerine iştirak ettim.
Devlet Başkanı düzeyindeki ziyaretlerde esas olarak A tipi protokol uygulanır. Konuk devlet başkanı ve heyetine en yüksek ihtimam gösterilir. En küçük bir aksama olmaması için her tür önlem alınır.
Ziyaret tarihinden birkaç gün önce ziyareti gerçekleştirecek olan ülkenin öncü protokol heyeti ev sahibi ülkeye gider ve ziyaretin icrasına ilişkin her konuyu en ince teferruatına kadar ve ziyaret programını dakika dakika ev sahibi ülke protokolüyle birlikte kararlaştırır.
Her iki tarafın protokol görevlileri, misafir heyet uçağa binip ülkeden ayrılıncaya kadar sürekli irtibat halindedir. Ziyaret programının akışında son anda zorunlu bir değişiklik (öne alma, gecikme vs) olması halinde birbiriyle koordine eder ve heyetlerini buna göre yönlendirirler. Moskova'da olduğu gibi bir tarafın diğerini bekletmesi durumu oluşmasın diye önlem alır. Mesela, diyelim ki, insanlık hali son anda Putin'in karnı ağrıdı ve lavabo ihtiyacı nedeniyle vaktinde karşılama yapamayacağı ortaya çıktı. Bu durumda, misafir heyetin görüşme yerine biraz gecikmeli ulaşması için konvoy yavaşlatılır ya da daha dolambaçlı bir yoldan gidilir. Böylece olası bir aksaklık önceden önlenmiş olur. Protokol dairesi görevlileri bu konularda oldukça tecrübelidir.
Dolayısıyla karşılamanın nerede, ne zaman ve ne şekilde gerçekleşeceği daha ziyaret başlamadan önce bilinen (bilinmesi gereken) bir durumdur. Ziyaretin resmi (devlet ziyareti de denir) ya da çalışma ziyareti şeklinde olması bu durumu değiştirmez. Çalışma ziyaretinde resmi ziyaretten farklı olarak askeri ihtiram kıtasını selamlama ve milli marşların çalınması gibi bazı aşamalar atlanır.
Karşılama bizzat ev sahibi ülkenin devlet başkanı tarafından görüşmenin yapılacağı binanın girişinde yapılır ve görüşmenin yapılacağı yere birlikte geçilir. Bazı durumlarda ev sahibi devlet başkanı, misafirine jest yapmak için havalimanında karşılar.
Erdoğan'ın son ziyareti günübirlik çalışma ziyareti niteliğinde icra edilmiştir. Bu durumda Erdoğan'ın Kremlin Sarayı girişinde (çalışma ofisinin bulunduğu binanın girişinde) aracından indikten sonra Putin tarafından karşılanması ve akabinde birlikte görüşmenin yapılacağı salona geçmeleri beklenirdi.
Ancak, ev sahibi Putin, misafirini kapıda karşılama nezaketini göstermemekle kalmıyor, bir de dakikalarca kapıda bekletiyor. Dahası bu görüntüleri devlet televizyonunda yayımlatıyor.
Bu durumda akla gelen bazı sorular:
- Ziyaret öncesinde Moskova'ya öncü protokol heyeti gönderilmedi mi? Yoksa Dışişleri protokol dairesi tamamen devre dışı mı bırakıldı?
- Öncü protokol heyeti karşılamanın nasıl ve nerede yapılacağını Rus muhataplarıyla belirlemedi mi?
- Görüntülerin yayımlanacağı önceden biliniyor muydu? Yoksa yaşananlar Putin'in bir komplosu muydu?
- Bekletilme durumu fark edilince Türk heyeti mekanı terk edemez miydi? Ya da en azından bu nezaketsizliğe uygun bir dille tepki gösteremez miydi?
- Benzer bekletilme vakaları daha önce de yaşandı mı?
KHK ile hukuksuz bir şekilde beni mesleğimden ihraç eden ve ailemle birlikte sivil ölüme terk eden Erdoğan'a zerre sempati duymuyorum. Günahım kadar sevmem denir ya! Benimki de öyle. Ama işgal (!) ettiği makam nedeniyle yapılan saygısızlığı kendime yapılmış gibi kabul ediyorum ve kınıyorum.
Ancak, Türk heyetinin her şey doğal seyrinde devam ediyormuş gibi hiçbir tepki göstermemeleri karşısında da hayal kırıklığına uğradığımı belirtmeliyim.
Erdoğan bu nezaketsizlik karşısında "haydi arkadaşlar, dönüyoruz" diyebilseydi, Putin kendi komplosunun kurbanı olurdu. Erdoğan da memleketin her köşesinde bangır bangır dombra şarkılarıyla ikinci "one minute" zaferini kutluyor olabilirdi.
Moskova'ya giden Türk heyeti Pembe İncili Kaftan hikayesini hiç duymamış olabilir mi acaba?
Son olarak, 11. Cumhurbaşkanı'nın yabancı devlet başkanlarıyla görüşmelerine dair konuşma notları hazırlayan ekibin içinde yer alan KHK'lı bir diplomat olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Putin'le ortak basın toplantısında yaptığı konuşma metnini hazırlayanlara bir sitemimi iletmek istiyorum.
Çok sayıda askerimizi şehit eden bir ülkenin devlet başkanı ve diğer devlet erkanı için Cumhurbaşkanı'na "en kalbi duygularla selamlıyorum" dedirtmeseydiniz bari!