Mustafa Enes Esen
İsrail bu gece erken saatlerde İran’ın nükleer ve askeri tesislerine saldırı düzenledi. İsrail ordusunun açıklamalarına göre şu ana kadar 200’e yakın hedef vuruldu. İran’dan gelen ilk görüntülerden İran ordusunda görevli üst düzey askerlerin ve nükleer bilimcilerin oturdukları evlerin de hedef alındığı anlaşılıyor. Bu bağlamda, İran’ın üst seviyedeki 20 kadar generalin ve altı nükleer bilimcinin öldürüldüğü kaydediliyor.
Günlerdir geliyorum diyen bu operasyon önümüzdeki günler, belki haftalarda da devam edecek gibi duruyor. U bağlamda, Suudi Arabistan, Ürdün, BAE, Bahreyn, Katar ve Türkiye, İsrail’in İran’a yönelik saldırıları bugün kınadı. Öte yandan, bazı Avrupa ülkeleri İsrail’e destek beyan etti.
İsrail’in İran’ı vurmasının esas nedeni İran’ın nükleer programındaki ilerlemelerdi. İran henüz nükleer silah geliştirmemiş olmakla birlikte, siyasi bir karar alması halinde birkaç gün içinde nükleer silah üretmeye yetecek uranyumu zenginleştirebilecek kapasiteye sahipti. İsrail ordusunun iddiasına göre, İran’ın elinde 15 nükleer silah üretmeye yetecek kadar uranyum bulunuyor. Farklı kaynaklarda İran’ın elindeki farklı uranyum miktarları belirtiliyor. Her halükarda, İran’ın istemesi halinde birkaç nükleer silah üretmeye yetecek uranyumu olduğu rahatlıkla söylenebilir.
İran'ın İsfahan’da Natanz ve Kum’da Fordo uranyum zenginleştirme tesisleri bulunuyor. Bu tesisler yerin onlarca metre altında bulunuyor. Mesela, Fordo’nun yerin 150 metre altında inşa edildiği söyleniyor. Buraların yerin bu kadar dibinde inşa edilmesinin sebebi bu tesisleri olası bir hava saldırısından korumaktı. İsrail’in ve hatta ABD’nin elindeki sığınak delici bombaların bu kadar derindeki bir hedefi imha edeceğine dair ciddi şüpheler var. Dolayısıyla ABD’li bazı uzmanlar bu tesislere saldırıların başarısız olacağından ve böyle bir saldırının İran’ı nükleer silah üretmeye iteceğinden endişe ediyordu.
İsrail’in bugün vurduğu hedefler arasında hem Natanz, hem de Fordo uranyum zenginleştirme tesislerinin bulunuyor. Bu saldırıların uranyum zenginleştirme tesislerini ne derece yok etti sorusunun cevabı önümüzdeki günlerde netleşecektir.
Bununla birlikte, saldırı başarılı olsa ve tesisler tamamen yok edilse bile İran’ın yeterli know-how geliştirmiş olması nedeniyle, birkaç yıl içinde tekrar bol miktarda uranyum geliştirebileceği söyleniyor. Bu gece İran’ın nükleer bilimcilerinin hedef alınmasının arkasında bu know-how’ı sekteye uğratma hedefi de bulunuyor.
Diğer bir husus ise, her ne kadar Trump yönetimi, İsrail’in saldırısına destek vermediğini açıklamış olsa da, böyle bir saldırının ABD’nin zımni onayı olmadan gerçekleşemeyeceği izahtan vareste. Nitekim, İsrail’in operasyon yapma kararını Pazartesi günü Trump ve Netanyahu arasında geçen telefon görüşmesinden hemen sonra aldığı kaydediliyor.
Trump yönetimi ve İsrail halen konuya diplomatik bir çözüm istediklerini dil ucuyla söyleseler de, bu ihtimal artık yok denecek kadar azaldı. Dolayısıyla, Pazar günü normalde altıncısı yapılacak ABD-İran nükleer müzakerelerinin de artık rafa kalktığı söylenebilir.
Hava kuvvetleri büyük ölçüde yok edildiği anlaşılan İran’ın İsrail’e karşı misilleme yapmak için elinde pek bir imkan bulunmuyor. Nitekim, İran misillemelerini zamana yayacağını ifade ederek şu anda güçlü bir karşılık veremeyeceğini dile getirmiş oldu. Öte yandan, İran bölgedeki ABD varlıklarını hedef alabilir veya dünyanın en önemli enerji yollarından Hürmüz Boğazı’ndaki petrol sevkiyatını aksatıcı eylemlere girişebilir. Bu hamlelerden herhangi biri petrol fiyatlarını zıplatacaktır. Bu endişeler nedeniyle petrol fiyatları bugün %7 yükseldi ve Brent petrolü 74 dolara çıktı.
İsrail’in devam edeceği anlaşılan bu saldırıları İran’ı güvenlik doktrinini yeniden gözden geçirmeye itecektir. Konvansiyonel olarak güvenliğini sağlamakta aciz kalan İran hükümeti, bugünkü saldırılar sonrasında nükleer silah üretmek hususunda siyasi bir karar alabilir.
Başka bir ifadeyle, İsrail’in saldırıları başarılı olmuş olsa bile, bu gece İran’ın nükleer silah konusunda nihai bir karar alması yönünde kritik bir eşik aşılmış olabilir. İran’ın nükleer silah geliştirme konusundaki iradesi, İsrail’e misilleme olarak attığı balistik füzelerden çok daha önem arz edecektir.