Mısır’da ordunun yönetime el koyması üzerine 2013 yılında kopan Türkiye-Mısır ilişkilerinin normalleştirilmesini teminen iki ülke arasında Dışişleri Bakanlıkları nezdinde yürütülen istişarelerin ilk turu 2021 Mayıs ayında Kahire’de, ikincisi ise Eylül ayında Ankara´da gerçekleşmişti. Ankara’da gerçekleşen görüşme sonrası Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, "Taraflar, ele alınan konularda ilerleme sağlanmasına ve ilişkilerin normalleştirilmesini teminen ilave adımlar atılmasına ilişkin arzularını teyit etmiş, istişarelerin sürdürülmesinde mutabık kalmışlardır" denilmişti. Türkiye ve Mısır arasında müzakereler halen teknik seviyede devam ediyor. Mısır Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına istinaden yapılan haberlerden Libya, Akdeniz, enerji dağıtımı ve bazı diğer alanlarda iki ülke arasında anlaşma sağlandığı, yakında diplomasi alanında da bir açılım beklendiği görülüyor.
En son Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu tarafından 7 Nisan’da yapılan açıklamada da “Mısır ile ilişkileri normalleştirme konusunda adımlar atıyoruz. Önümüzdeki günlerde de bazı adımlar atacağız. Mevcut maslahatgüzarımızın görevi doldu. Yeni bir arkadaşımızı atayacağız. Eğer yarın elçilik açmaya karar verirsek, büyükelçiler de görevlendireceğiz." denmişti. Türkiye’nin ilişkilerini maslahatgüzar düzeyinde tuttuğu Mısır’a büyükelçi ünvanlı bir diplomatın Nisan başında Kahire Maslahatgüzarı olarak atanması iki ülke arasında ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik bir hazırlık olarak değerlendirilmişti. Bu minvalde, Ankara’nın yakın gelecekte normalleşmeye matuf olarak diplomatik ilişkilerin büyükelçi seviyesine çıkarılacağını öngördüğü ve bu çerçevede bahse konu maslahatgüzarın Kahire Büyükelçisi olarak görevi devralmasını planladığı anlaşılıyor.
Bununla birlikte, İhvan-ı Müslimin Teşkilatı’nın Türkiye’deki faaliyetleri iki ülke arasındaki yakınlaşmanın önünde en büyük engeli teşkil etmeye devam ediyor. Mısırlı yetkililer, Türkiye merkezli İhvan’a ait kanalların Ankara’nın talimatıyla Kahire aleyhine yayın yapmasının önüne geçilmesinin yeterli olmadığını, bu kanalların tamamen kapatılması gerektiğini söylüyor. Zira Mısır, ileride ilişkilerin yeniden kötüye gitmesi halinde Türkiye tarafından bu kanalların tekrar harekete geçirebileceğinden veya devam etmekte olan müzakerelerde mezkur kanalların bir koz olarak kullanılabileceğinden endişe ediyor.
Mısırlı yetkililerin, Mısır aleyhine faaliyet gösteren İhvan Hareketine mensup kişilerin iadesi konusunda Ankara’ya dosyalar sunduğu, Türk yetkililerin İhvancıların Mısır’a iadesini reddetmekle beraber dosyalarda adı geçen bazı kişilerin başka ülkelere gönderilmesini kabul ettiği belirtiliyor. Nitekim Türk vatandaşlığı almış olan Yasir Al-Umde adındaki İhvan’dan bir Mısırlı, Ankara’nın yasaklamasına rağmen Mısır devleti aleyhine sosyal medyada yayın yapmaya devam etmesi üzerine geçtiğimiz Mart ayında Türkiye’den üçüncü bir ülkeye sınır dışı edildi. Öte yandan, Birleşik Arap Emirlikleri tarafından fonlanan ve Türkiye’deki devlet yetkilileri aleyhine yayın yapan Mısır merkezli bazı medya kuruluşlarına Mart ayında bu yayınlarını kesmesi hususunda talimat verildiği ve bu kuruluşların faaliyetlerini askıya almak durumunda kaldığı ifade ediliyor.
Libya konusunda da iki ülke arasında bir mutabakata varıldığı görülüyor. Bilindiği üzere Libya’da 24 Aralık 2021 tarihinde gerçekleşmesi planlanan başkanlık ve parlamento seçimleri ertelenmiş ve seçim için yeni tarih belirlenmemişti. Seçimlerin ertelenmesi üzerine Mısır’ın desteklediği Libya'nın doğusundaki Tobruk kentinde bulunan Temsilciler Meclisi Fethi Başağa’yı yeni başbakan olarak seçmişti. 2018-2021 yıllarında Trablus’ta bulunan Ulusal Birlik Hükümetinde İçişleri Bakanlığı yapan ve Ankara’yla yakın ilişkileri bulunduğu bilinen Başağa’nın seçilmesine karşılık, Türkiye’nin desteğine sahip Ulusal Birlik Hükümetinin geçici Başbakanı Abdülhamid Dibeybe seçimler yapılana kadar görevi devretmeyeceğini açıklamıştı. Ülkeyi yeni bir iç savaşın eşiğine getiren bu gelişmeler karşısında Şubat ayında Erdoğan, “Bizim Fethi Başağa ile olan münasebetlerimiz iyidir. Öbür tarafta Dibeybe ile de iyidir… Fakat burada bir geçici yönetim mantığı var. Bu geçici yönetim mantığında da işte 1,5 yıllık bir hükümet kurulsun deniliyor. Ben böyle bir yaklaşımı Libya için doğru bulmuyorum. Burada adam gibi bir seçim yapılmalı ki Libya bu noktada güçlü bir yönetim kadrosuyla uzun süreli bir adımı atmış olsun." demişti. Bu bağlamda, MİT Başkanı Hakan Fidan’ın 1 Mart 2022 tarihinde Mısır’da mevkidaşı General Abbas Kamil’le bir toplantı gerçekleştirdiği ve Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdülhamid Dibeybe ile Tobruk'taki Temsilciler Meclisi’nin başbakan seçtiği Fethi Başağa arasındaki gerilimin tırmanmasının önlenmesi konusunda iki ülke arasında geçici anlaşma sağlandığı belirtiliyor.
Öte yandan, Ankara’nın Ortadoğu ülkeleriyle son dönemde yakınlaşma çabalarının temelinde Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik çıkmaz yer alıyor. Ne var ki Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve İsrail’in aksine Mısır’ın ekonomik durumu çok parlak değil. Türkiye’dekine benzer şekilde Ukrayna Savaşı bağlamında yaşanan turizm gelirlerinde düşüş, artan gıda fiyatları ve kötü ekonomi yönetimi nedenleriyle Mısır zor günler geçiriyor. Mısır’ın kendi imkanlarıyla cari açığını kapatamayacağı gerçeği karşısında finansal krizin derinleşmesini engellemek için geçtiğimiz günlerde Körfez ülkeleri Mısır’a 22 milyar dolar tutarında yeni bir yardım ve yatırım paketi açıkladılar. Diğer yandan, Mısır düşen döviz gelirlerini artırmak için bir yandan Süveyş Kanalı gemi geçiş ücretlerine zam yaparken, diğer yandan normalde ülkeyi ziyaret eden turistlerin üçte birini oluşturan ama uluslararası yaptırımlar nedeniyle bu sene Mısır’a uçakla gelememe durumu olan Rusların Türkiye üzerinden ülkeye getirilmeleri temelinde alternatif planlar üzerinde çalışıyor. Ayrıca, her ne kadar Mısır medyası gündeme getirmek istemese de Türkiye Mısır’ın dış ticareti açısından da önem arz ediyor. Bu bağlamda Mısır resmi istatistik kurumunun verdiği bilgilere göre geçtiğimiz yıl Türkiye, Mısır’ın en çok ihracat yaptığı ülke ve en büyük ticaret ortaklarından biri konumunda bulunuyor.
Özetle, ekonomik açıdan sıkıntı yaşayan ve yeniden bir gerilimi kaldırmaya mecali bulunmayan bu iki ülke Libya, Akdeniz ve enerji gibi birçok alanda uzlaşıya varmış bulunuyor. Bununla birlikte, İhvan’ın Türkiye’yi bir üs olarak kullanması normalleşmenin önündeki temel engeli teşkil ediyor. Mısır tarafı ayrıca kendi içişleri ve egemenliğine hiçbir kayıt ve şart altında müdahale edilmemesini, bu bağlamda Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi’nin meşru olarak seçilmiş bir lider olduğunun Türkiye tarafından ikrar edilmesini talep ediyor. Sonuç olarak Ankara’ya karşı büyük güvensizlik besleyen Kahire’nin bekle-gör politikası takip ettiği ve normalleşmenin tamamen sağlanması için Türkiye’den daha fazla somut icraat beklediği görülüyor.