9 Haziran 2024 Pazar günü, 11 milyonu aşkın nüfusa sahip Belçika’da 8 milyondan fazla seçmen sandık başındaydı. Federal yapıya sahip Belçika’da seçmenler Avrupa Parlamentosu ve Federal Parlamento’nun yanı sıra bölgesel meclisler (Flaman, Valon ve Brüksel bölgesel parlamentoları) için oylarını kullandılar.
Sonuçlara geçmeden önce, çok dilli federal idari yapısı nedeniyle oldukça kompleks bir sisteme sahip olan Belçika’nın bölgesel yapılarından kısaca bahsedelim.
Ülke nüfusunun ve ekonomisinin çoğunluğunu Flaman bölgesi oluşturmaktadır. Ülkenin kuzey bölümünde yaşayan, görece daha yüksek refah seviyesine sahip Hollandaca (Flamanca) konuşan topluluğun oluşturduğu ve 6 milyonu aşkın nüfusa sahip Flaman bölgesi geleneksel olarak sağ eğilime sahiptir.
Belçika’nın güney kesiminde Fransızca konuşan yaklaşık 3 milyon nüfusa sahip Valon bölgesi ise Flaman bölgesinin aksine geleneksel olarak sol tandanslı bir yapıya sahiptir.
Bu iki ana bölgenin yanı sıra bir milyonu aşkın nüfusa sahip başkent Brüksel üçüncü idari bölgeyi oluşturmaktadır.
Belçika’nın idari ve siyasi yapısı hakkında yukarıda sunulan kısa bilgilendirmenin ardından son kamuoyu yoklamalarında ortaya çıkan tablodan çok farklı, sürprizlerle dolu seçim sonuçlarına geçebiliriz.
Bölgesel Seçim Sonuçları
Sağ eğilime sahip Flaman bölgesinin bu seçimlerde de bu geleneğini güçlenerek sürdürdüğü ve sağ partilerin toplam oylarını artırdıkları görülmektedir. Sonuçlara dair en büyük sürpriz aşırı sağcı Vlaams Belang (VB) partisinin elde ettiği sonuçlar olmuştur. Zira VB, son kamuoyu yoklamalarının tümünde, diğer tüm parti ve sosyal kesimlerin büyük endişeyle izlediği üzere, yüzde 28’lere dayanan oy beklentisiyle en yakın rakibine 7-8 puan fark atarak Flaman Bölgesi’nin en büyük partisi olmaya hazırlanıyordu. Ancak resmi olmayan ilk sonuçlara göre, oy oranlarını artırmasına karşın, yine beklentilerin aksine önceki seçimlere göre oy oranını muhafaza eden merkez sağ parti NVA’nın gerisinde kaldı. Flaman bölgesindeki seçim sonuçlarının ikinci büyük sürprizi ise Başbakan Alexander De Croo’nun liberal Open VLD partisinin yaşadığı büyük oy kaybı olmuştur. Pandemi ve küresel enerji krizi gibi zorlu bir dönemde hükümette yer almanın getirdiği yıpranmışlığın yanı sıra, merkez sağ ve liberal seçmenin aşırı sağcı VB’ye karşı diğer güçlü sağ parti NVA’da konsolide olmasının bunda rol oynamış olması muhtemeldir. Bölgedeki kayda değer diğer bir sonuç ise sosyalist Vooruit partisinin belirgin oy artışıyla üçüncü parti konumuna yükselmesi olmuştur.
Valon bölgesine gelecek olursak, buradaki sürprizin Flaman bölgesinden daha büyük olduğunu söyleyebiliriz. Zira geleneksel olarak sol eğilime sahip olan Valon bölgesinin en büyük partisi konumundaki Sosyalist Parti’nin (PS) ağır bir yenilgi aldığı seçimlerin galibi %30 oy alan liberal sağ eğilimli MR olmuştur. Merkez sağ eğilimli Les Engagés de oylarını neredeyse ikiye katlayarak yüzde 21,6 ile bölgedeki üçüncü parti konumuna yükselmiştir. Dolayısıyla Valon bölgesindeki değişikliğin soldan sağa doğru tektonik bir kayış olduğunu söyleyebiliriz.
Başkent Brüksel Bölgesi'ne geldiğimizde ise Flaman ve Valon partilerinin buraya özgü örgütlenmelerinin yarıştığı seçimlerde, Valon bölgesinin de galibi olan MR birinci (%26); Flaman Yeşiller ikinci (%22), Valon SP üçüncü (%22) sırayı almışlardır. Brüksel Bölgesi’ndeki en spektaküler sonuç ise, hayvanların uyuşturulmadan kesilmesinin yasaklanmasına dair 2019 yılında Brüksel Parlamentosu’nda yapılan oylamada o dönem üyesi olduğu sosyalist Flaman Vooruit Partisi’nin kararı hilafına oy kullandığı gerekçesiyle partisinden ihraç edilen Müslüman siyasetçi Fouad Ahidar’ın kurduğu “Team Fouad Ahidar”ın %15’in üzerinde oy alarak Brüksel Bölgesel Parlamentosu’nda 2 ya da 3 sandalye; Flaman Parlamentosu’nda ise 1 sandalye kazanması olmuştur.
Federal Seçim Sonuçları
Bölgesel parlamento seçimlerinde ortaya çıkan yönelimin Federal Parlamento seçimlerine de yansıdığı görülmektedir. Gayri resmi ilk sonuçlara göre 150 üyeli Parlamento’da sağ eğilimli Flaman NVA 24; aşırı sağ Flaman VB 20; liberal sağ Valon MR 19; merkez sağ Valon Les Engagés 15 koltuk elde etmişlerdir. Anılan Flaman ve Valon sağ partilerin ardından en fazla sandalyeyi elde eden solcu Emek Partisi (PVDA/PTB) ise 14 koltuğun sahibi olmuştur.
Sonuç olarak, Batı ülkelerine yönelik savaş ve kriz bölgelerinden son yıllarda artan yoğun göç ve bunun tetiklediği bir dizi gelişmeye tepki olarak Avrupa kamuoyunda son dönemde artan aşırı sağa yönelimin Belçika seçim sonuçlarına da yansıdığını görmekteyiz.
Bölünmüş ve karmaşık siyasal yapıya sahip Belçika’da bölgesel hükümetlerin kurulması geleneksel olarak uzun haftalar; Federal Hükümet’in oluşturulabilmesi ise uzun aylar süren müzakereler neticesinde mümkün olabilmiştir. Ortaya çıkan tabloya bakıldığında, hem bölgesel hem de federal düzeyde, önceki dönemlere göre daha hızlı sonuç alınabileceğine dair ihtiyatlı bir iyimserlik olduğu görülmektedir.
Ancak bölgesel ve federal düzeyde en büyük parti konumundaki Flaman NVA’nın konfederal yapıya geçilmesine yönelik arzusu, özellikle federal hükümetin kurulabilmesine yönelik müzakerelerde önemli gündem maddeleri arasında olacaktır. Pragmatik bir siyasetçi olan NVA lideri Bart De Wever’in yükselen aşırı sağ dalgadan nasiplenebilmek ve güçlenen rakibi aşırı sağcı VB’yi dizginleyebilmek için direksiyonu daha sağa kırması seçimlerde işe yaramış görünüyor. Ancak NVA’nın bu duruşunun, federal hükümetin oluşturulmasında, özellikle Valon partilerle yapılacak müzakerelerde en büyük engel olarak karşısına çıkması da kuvvetle muhtemeldir.