Almanya’da Federal Seçimler ve Türkiye’ye Etkileri

February 24, 2025
by Yasir Gökçe, published on 24 February 2025
Almanya’da Federal Seçimler ve Türkiye’ye Etkileri

23 Şubat’ta gerçekleşen Almanya Federal Seçimleri, ülkenin siyasi manzarasında önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor. Bir zamanlar Angela Merkel’in partisi olan, şu an liderliğini Friedrich Merz’in yaptığı Birlik Partileri (CDU/CSU), oyların %28,5'ini alarak en güçlü parti olarak öne çıktı. Aşırı sağın temsilcisi AfD ise %20,5 oy oranıyla rekor bir sonuç elde ederek ikinci parti konumuna yükseldi. Olaf Scholz'un liderliğindeki SPD %16,5 ile tarihindeki en kötü sonuçlarından birini aldı. Yeşiller %11,9, Sol Parti ise %8,7 oy alırken, FDP %4,5 ile barajı geçemedi ve meclis dışı kaldı.

Bu sonuçlar, seçmenlerin mevcut Scholz hükümetinden duyduğu memnuniyetsizliğin açık bir yansıması olarak görülüyor. Almanya ekonomisi Covid-19 salgınından beri büyüme sorunu yaşıyor. Geçtiğimiz iki yıldır küçülen Almanya  ekonomisinin bu yıl da küçülmesi bekleniyor. Ayrıca, hükümet içindeki iç çekişmeler ve yönetimdeki aksaklıklar, üç hükümet partisinin de önemli kayıplar yaşamasına neden oldu. SPD'nin büyük bir yenilgi almasında ise Olaf Scholz'un kriz yönetimi ve liderliği konusundaki eleştiriler etkili rol oynadı.

Mülteci karşıtlığı üzerine kurulan AfD'nin ikinci güç olarak ortaya çıkması endişe verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor ve toplum içindeki kutuplaşmanın arttığına işaret ediyor. AfD, göç ve ekonomik belirsizlik gibi konuları kullanarak 2021’deki seçimlere göre aldığı oyu yaklaşık ikiye katlayarak büyük bir ilerleme kaydetti. Seçime yakın dönemde Afganistan ve Suriye gibi ülkelerden gelen mültecilerin gerçekleştirdiği sokakta rast gele insanları bıçaklama ve arabayı kalabalığın üzerine sürme tarzı terör saldırıları da AfD’nin ekmeğine yağ sürdü. Ancak aşırı sağın yükseldiği bu tablo, Almanya'nın siyasi geleceği için endişe verici bir durum yaratıyor.

Friedrich Merz'in önünde şimdi yeni bir hükümet kurma zorluğu bulunuyor. Mevcut parlamenter dengeler göz önüne alındığında, SPD ile bir koalisyon kurma ihtimali en yüksek ihtimal olarak görülüyor. CDU koalisyon çalışmalarını Nisan ayına kadar bitirmiş olmayı hedefliyor. 

Merz, AfD ile herhangi bir işbirliğine girmeyeceğini önceden açıklamış olduğu için koalisyon alternatifleri sınırlı kalıyor. Bununla birlikte CDU’nun, AfD’nin ekonomi ve göçmenlere ilişkin yaklaşımını büyük ölçüde benimsemiş olduğunu ve aşırı sağın birçok politikasını hayata geçireceğini vurgulamak gerekiyor. Öte yandan, AfD’nin zaman zaman dile getirdiği Almanya’nın Avrupa Birliği’nden ayrılması, Rusya’ya yaptırımların kaldırılması ve Holokost’ta Almanların o kadar da rol almadığı gibi hususlar Merz’in partisi tarafından tamamen reddediliyor. Bu bağlamda, ABD Başkan Yardımcı JD Vance’in AfD’ye yönelik boykotun kaldırılması yönündeki çağrısının CDU’da karşılık bulmadığı vurgulanabilir.   

Avrupa Birliği'nin geleceği, Almanya'nın NATO'daki rolü, Ukrayna-Rusya savaşı, enerji politikaları, iklim krizi ve göç gibi konular dikkate alındığında, CDU/CSU'nun en makul işbirliği yapabileceği partiler SPD ve Yeşiller gibi görünüyor. SPD ile Avrupa politikasında geniş bir mutabakat varken, Yeşiller ile iklim ve yenilenebilir enerji konularında ortaklıklar bulunuyor. Ancak, Yeşillerin ekonomiye rağmen iklimi önceleme politikası özellikle CSU tarafından felaket olarak değerlendiriliyor. Bu durum, Yeşillerle olacak koalisyon görüşmelerinde öncelikli bir konu olacaktır. Ancak, CDU/CSU, SPD ve Yeşiller'den oluşan üçlü bir koalisyon, istikrarlı bir hükümet oluşturma ve büyük meseleleri birlikte yönetme açısından mümkün bir senaryo gibi görünüyor.

Yeni Alman hükümetinin Türkiye’yle ilişkileri

Kurulacak yeni hükümetin Türkiye-Almanya ilişkilerine etkileri ise karmaşık olabilir. Unutulmaması gerekir ki CDU/CSU, AB değerleriyle ulusal çıkarlar arasında kaldığında pek çok defa pragmatist ve çıkar eksenli bir tutum sergilemiş, Suriye krizinde Türkiye’yi tampon bir ülke olarak görmüş, insan hakları ile ekonomik ve güvenlik işbirliği arasında kaldığı pek çok durumda ikincisini öncelemiş, yeşil enerji projelerini ekonomiyi canlandırdığı oranda destek vermiş, ucuz enerjiyi Rusya ile olan bağımlılık pahasına tercih etmiş ve mevcut seçimlerde AfD’nin göç karşıtı dilini benimsemiş, bu doğrultuda hazırladıkları bir yasa tasarısında zımni bir ortaklığa gitmişlerdir.  

Seçimlerden hemen sonra yaptığı açıklamada CDU/CSU lideri Merz, Elon Musk’ın seçimlere müdahalesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş, Avrupa’nın savunmasında adım adım ABD’den bağımsız hale gelinmesi gerektiğini kaydetmiştir. Bu durum, Türkiye’nin gerek bir NATO üyesi, AB’ye aday komşu bir ülke olarak Almanya-Türkiye ilişkilerinin güvenlik eksenli şekilleneceğinin ve pragmatik ve karşılıklı çıkarlara dayalı bir yaklaşımı benimseyebileceğinin ip uçlarını vermektedir. Bu durumda, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi konular, doğrudan Alman vatandaşlarını ilgilendiren durumlar dışında, ikili ilişkilerde öncelikli gündem maddesi olmayabilir. Öte yandan, AfD'nin ve sol popülist partilerin güçlenmesi, Almanya'nın Türkiye'ye yönelik politikalarında daha sert ve eleştirel bir tutum benimsemesine; AB’nin genişlemesi, göç politikaları, diaspora gibi konularda daha olumsuz tercihlerde bulunmasına yol açabilecektir

Genel olarak, seçimlere katılım oranının %83,5 gibi yüksek bir seviyede olması, Alman halkının ülkenin siyasi geleceğine duyduğu ilgiyi ve endişeyi gösteriyor. AB’nin lider ülkesi konumunda olan Almanya’daki yeni hükümetin tutumu, Avrupa’yla ekonomi ve güvenlik ilişkilerini alt üst etmesi muhtemel olan Trump’a karşı nasıl bir politika izleneceği konusunda da belirleyici olacaktır.  Şimdi seçilen partilere düşen görev, seçmenlerin güvenini yeniden kazanmak ve gerek Almanya, gerek Avrupa’da istikrarlı bir yönetim oluşturmaktır.

You may also like

İsrail-Hamas Arasındaki Siber Savaşlar

October 30, 2023
By Yasir Gökçe, published on 30 October 2023
Hukuk Günlüğü'nün yeni bölümünde Yasir Gökçe İsrail-Hamas arasında devam etmekte olan savaş çerçevesinde icra edilen siber operasyonları, tarafların buna ilişkin kapasitesini anlattı.

Nijer'e Askeri Müdahalenin Hukuki Meşruiyeti

August 9, 2023
by Haşim Tekineş, Ömer Güler and Yasir Gökçe, published on 9 August 2023
DışıİçiBir'de bu hafta Haşim Tekineş, Dr. Yasir Gökçe ve Ömer Güler Nijer'de yaşanan darbenin ardından yaşanan son gelişmeleri, ECOWAS ülkelerinin Nijer'e silahlı müdahalede bulunma olasılığını ve sözkonusu müdahalenin uluslararası hukuka uygun olup olmayacağını ele aldılar.

E-devlette Veri Sızıntıları, Rusya'nın Dezenformasyon Operasyonları

June 19, 2023
by Yasir Gökçe, published on 19 June 2023
HukukGünlüğü'nde instituDE Direktörü ve bilgi güvenliği uzmanı Dr. Yasir Gökçe yaşanan güncel siber güvenlik olaylarını tüm boyutlarıyla anlattı.