Ahmet Davutoğlu kuşkusuz Türk dış politikası tarihindeki en önemli isimlerden birisi. Gerek fikirleri gerekse uygulamadaki performansıyla Davutoğlu son yıllarda sıkça eleştirilen bir isim. Soğuk Savaş yıllarından kalma tarihi geçmiş jeopolitik kavramlara atfettiği önem ve neo-Osmanlıcı (bazılarına göre ise neo-İslamcı) ideolojik takıntısı Davutoğlu’nun fikirlerine dair önemli eleştirilerden.

COVID-19’un siyasi yansımaları krizin en fazla konuşulan ve üzerine öngörülerde bulunulan yönlerinden birisi. Genel beklenti bu krizin uluslararası ilişkilerde ve küresel ekonomide devrimsel sonuçlarının olacağı yönünde. Birçokları beklentiyi Türk iç siyasetine de uyarlamakta. Bu devrimsel sonuçları görmek için henüz erken. Ancak şu ana kadar gerek küresel dengelerde gerekse iç siyasette kriz temel dinamikleri değiştirmedi.

28 Temmuz 2024 Pazar günü Venezuela'da gerçekleştirilen tek turlu başkanlık seçimi sonuçlarını instituDE üyesi ve Latin Amerika Uzmanı Dr. İmdat Öner ile instituDE Dış Politika Analisti Haşim Tekineş değerlendirdiler.

Orta Doğu uzmanı Mehmet Akif Koç ve instituDE Dış Politika Analisti Haşim Tekineş İran'ın yeni cumhurbaşkanı Mesud Pezişkiyân'ı, reformist olup olmadığını, nasıl bir profile sahip olduğunu, seçim sonuçlarına dair çeşitli detayları ve bir sonraki İran ruhani lideri dahil olmak üzere pek çok hususu ele aldılar.

ran ve Ortadoğu uzmanı Mehmet Akif Koç ve instituDE politika analisti Haşim Tekineş'in 19 Mayıs Pazar akşamı saat 20.00'den itibaren gerçekleştirdikleri, İran cumhurbaşkanı Reisi'nin helikopter kazası hakkındaki twitter Space yayınımızın kaydıdır.

18 Ekim Çarşamba günü Ömer Güler, Enes Esen, Servet Akman, Haşim Tekineş ve İmdat Öner İsrail-Hamas Savaşı'na dair hastane saldırısı dahil son gelişmeleri, Gazze'ye kara harekatını, Türkiye'nin gelişmelere dair tepkilerini ve savaşın küresel ve bölgesel sonuçlarını Twitter Space yayınında ele aldılar.

As Russia has initiated its onslaught against Ukraine, the Turkish position has tilted towards the attitudes of other NATO countries, although it remains cautious in an attempt to not raise Moscow’s ire.

If Erdoğan is voted out of office, no one in Washington or Brussels should expect Turkey to suddenly turn into a docile and obedient ally. Structural changes in the international environment, broader bureaucratic and ideological trends in Turkey, and new facts on the ground that Erdoğan has created will all limit the potential for “normalization” in post-Erdoğan Turkey.

Turkey has maintained strong dialogue with NATO and EU countries despite increasing differences regarding foreign policy matters. Meanwhile, Turkey’s intensifying relations with authoritarian states is one of the striking trends between 2010 and 2020.

elations between Turkey and Qatar have flourished within the past decade, particularly after the 2017 Gulf boycott against the latter. Yet efforts by Ankara and Doha to normalize diplomatic relations with Gulf countries and Egypt raise doubts about the future of bilateral relations between Turkey and Qatar. For sure, neither Turkey nor Qatar have any interest in ending their mutually beneficial bilateral relations.

Geopolitical, ideological, and socio-economic quandaries will continue to haunt processes of normalization in the Middle East subsequent to the US’s gradual withdrawal from the region. Underlying issues remain unresolved despite diplomatic relaxation, and the power vacuum left behind by the US has the potential to rekindle regional rivalries and trigger proxy wars worse than those seen under the Obama and Trump administrations.

With its endless wars, crises, massacres, and turmoil, the Middle East is seen as hopeless geography today. It was much better than this throughout the 20th century, but it had never been so hopeless, exhausted, and desperate. There is no more new ideas, projects, or emotions that motivate and energize Arab street around itself.

Evolution of Erdoğan's Victory Speeches From 2002 to 2023

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali büyük güçler arasında son yıllarda artan rekabetin nerelere varabileceğini çok açık bir şekilde herkese göstermiş oldu. Y kuşağının tarih kitaplarından okuduğu felaket senaryolarının günümüzde de pekâlâ yaşanabileceğini görmüş olduk.